Migren Hastalığının Sebepleri Nelerdir?
5
(1)

Pek çok kişi için özellikle de hastalığın yaygın olduğu bayanlar için şiddetli baş ağrıları ile eş değer olan Migren, yaşamı olumsuz etkilemesi ile biliniyor.

Hormonal değerlerin etkilediği bilinen ve özellikle bayanlarda görülen hastalık, bazı uzmanlara göre burun kıkırdaklarının basınç uyguladığı sinirler sebebi ile de ortaya çıkabiliyor.

Özellikle ergenlik döneminde baş göstermektedir ve 50 yaşından sonra ise ortaya çıkması çok da muhtemel değildir.

Genel olarak migren belli başlı tetikleyici unsurlar ile birlikte kendini gösterir ve zaman zaman ataklar ile yaşamı zindana çevirebilir.

Migren atakları çeşitli etkenlere bağlı olarak farklı sıklıklar ile yaşanır. Bu her hastada da değişiklik gösterebilir ancak genel olarak 0 – 9 gün sıklığında görülen seyrek migren olarak tanımlanır ve hızla ilerlemektedir.

10 – 14 gün aralığında seyreden migren sık migren olarak tanımlanır ve bunun ardından ise kronik migren olarak tanımlanan 15 gün ve daha uzun sürede bir tekrar eden migren gelir.

Migrenin aşamaları bu şekilde gelişirken, hastalığın genel olarak tek bir sebebinden söz etmek mümkün değil. Genetik unsurları göz ardı etmemek gerekiyor bu konuda. Ailesinde migren geçmişi olanların riski her zaman daha fazladır.

Migreni tetikleyici unsurlar

Migren ataklarının nedenleri üzerinde duracak olursak, bizi oldukça uzun bir liste bekliyor. Çünkü bu konuda gerçekten de büyük bir çeşitlilik söz konusu.

Her hastada farklı tetikleyicilerin etkili olduğunu görmekteyiz. Üstelik bunlar stres yorgunluk gibi unsurların yanı sıra tüketilen farklı besinler de olabilir. Genel olarak ise birkaç başlık altında toparlayabiliriz.

Bilinçsiz yapılan diyetler, obezite, sağlıksız beslenme: En önemli unsurlardan biri olan beslenme, diyet gibi etkenler ile düzensizleştiğinde bir tetikleyici olabilir.

Fazla kilolar bu konuda oldukça etkili olmaktadır ve de hemen hemen günün her saatinde yenilenlerin bilinçli bir şekilde seçilmesi gerekir. Sağlıksız beslenme migren hastaları için olması gereken en son seçimdir.

Alkol ve kırmızı şarap tüketimi: Beslenmenin migren atakları üzerindeki etkisi tartışılmaz. Hastalığın en net detaylarından biri de budur. Hatta tetikleyici olarak kabul edilen besinlerin başında da alkol gelir. Alkol önemli bir migren atağı sebebi olabilir.

Alkol türlerinin tamamı ya da bazıları siz de etki gösteriyor olabilir ancak kırmızı şarap, en etkili olan alkollü içecek olarak bilinir. Hatta beraberinde tüketilen peynir, sizin için büyük bir risk oluşturacaktır.

Aşırı uyku ya da uykusuzluk: Beslenmenin önemi kadar uykunun öneminden de söz etmemiz gerekiyor. Fazla uyumak da az uyumak da migren hastalarına göre değildir.

Her iki durum da sizin için can sıkıcı olabilir. Bu sebeple uykuda bir düzen ve belli bir ritim yakalamak gerekiyor. Belli saat aralıklarında uykuya dalıp, belli sürelerde uyumak, sizin migren konusunda daha rahat olmanızı sağlayacaktır.

Adet dönemlerinde hormonal dengesizlikler: Hormonal değişiklikler her zaman migren için önemli bir unsur olmuştur.

En çok da kadınlarda görülen hastalığın, bu şartlar altında adet dönemlerinde rahatsızlık vermesi şaşırtmasa gerek. Adet dönemlerinde migren hastası olan bayanların atak geçirmeleri söz konusu olabilir. Bu dönemde risk çok daha fazladır.

Yoğun stres ve sağlıksız yaşam tarzı: Stresin yaşamımıza olan çeşitli zararlarını zaten biliyoruz. Migrenli hastalar için ise bir zararı daha söz konusu.

Migren atağınızın en önemli tetikleyicisi olabilir. Ayrıca sağlıksız ve düzensiz bir yaşam tarzı, baştan sonra migren hastaları için tehlike çanlarının çalması demektir. Bu yüzden yaşam tarzınızı temelden değiştirmeli ve sağlığınıza daha fazla özen göstermelisiniz.

Migren atağı geldiğinde size özel belirtiler ile kolayca anlayabilirsiniz. Tüm bu saydıklarımız birer atak sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Peki, belirtiler nelerdir derseniz çeşitli unsurları sayabiliriz. Bunların tümü ya da bir kısmı sizde de bir belirti olarak ortaya çıkabilir.

Baş ağrısı en önemli belirti olmakla birlikte adeta hastalık ile özdeşleşen bir durumdur. Ancak migren ağrısı başın her tarafında hissedilmez.

Genellikle başın tek bir noktasında odaklanmış olan bir ağrıdır. Bunun yanında görme bozuklukları söz konusu olabilir. Göz kamaşması, çift görme ve benzeri görme sorunları baş gösterebilir.

Ani sinirlenme, baş dönmesi, iğrenme, bulantı, kusma, titreme, açlık, halsiz kalma, heyecanlanma, tansiyon yükselmesi ve de parmakların şişmesi gibi farklı farklı durumlar sizin için birer migren belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Bunu hastalığınızı takip ettikçe ve migren günlüğü tuttukça öğrenebilirsiniz.

Genetik veriler migren hastalığının çok önemli bir nedenidir. Daha küçük yaşlarda dahi migren ile karşılaşmalar olabilir. Bu durumda genellikle sebep genetikte aranmalıdır. Özellikle anne baba olmak üzere aile bireylerinde migren varsa, siz de büyük bir risk altındasınız demektir.

Neredeyse %70 – 75 oranında bir ihtimale sahip olursunuz. Bu sebeple migrenin belirtilerini kendinizde takip etmeli, herhangi bir tehlike görürseniz hemen bir uzmana başvurmalısınız. Böylece hastalığın ilerlemesi engellenebilir ya da yavaşlatılabilir.

Bunu uzman bir hekim ile görüşerek mümkün olduğunca çabuk bir şekilde sizin için uygun bulunan tedaviye başlamalısınız. Ne yazık ki genetik faktörler için yapılabilecek bir şey yok ve migren genlerinizin size bir hediyesi olabilir. Bunun dışındaki sebepler ise çevresel nitelikli olacaktır.

Çevresel nitelikteki sebeplerde kontrol büyük oranda sizde olacaktır. Yukarıda saymış olduğumuz düzenli yaşam şartlarını benimsemeniz ve yaşamınızı baştan sonra yeni bir düzene sokmanız etkili olabilir. Unutmadan belirtmek gerek ki sadece genetik faktörler sizin migreninizin sebebi olamaz.

Mutlaka buna eşlik eden çevresel etkenler olmalıdır. Bu sebeple genellikle ergenlik döneminden 50 yaşa kadar pek çok bireyde çeşitli sebeplere dayalı olarak migren hastalığı ile karşılaşılmaktadır. Genetiğe eşlik eden çevresel faktörler ise bir ya da birden fazla olabilir, bunu tespit etmek pek de mümkün değil.

En önemlisi şüphesiz ki stres olacağından, stresi yaşamınızdan uzak tutmaya özen göstermelisiniz. Neredeyse tüm sağlık sorunları ile ilişkisi olan stres, adeta bir yaşam düşmanı olduğundan, bu konuda hassas olmak size daha verimli, daha mutlu ve daha uzun bir ömür sağlayacaktır.

Migren ile ilgili olarak son birkaç detaya değinecek olursak, migren ameliyatı bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkar. Bunun yanında bitkisel tedavi yöntemleri kulağınıza çalınabilir ve çeşitli migren ilaçları olduğunu duyarsınız.

Herkes için aynı ilaçlar etkili olmayacaktır ve bitkisel tedavi konusunda kesinlikle hekiminiz ile görüşmeniz gerekir. Eğer hekiminiz sizin için migren ameliyatını uygun görüyorsa bu ihtimali değerlendirebilirsiniz ancak herkes için ameliyat uygun bir seçim olmayabilir. Bu yüzden tedavi konusunda dikkatli olmak gerekir.

İyi bir doktora danıştığınız sürece içiniz rahat bir şekilde tedaviye başlayabilirsiniz. Ardından süreci değerlendirip, alınan yolu gözlemleyebilir ve daha net kararlar alabilirsiniz.

Hastalığınızın seyri tedavinin ne şekilde ilerlediğinin de bir göstergesi olacaktır. Migren ameliyatı, ilaç tedavisi ya da bitkisel tedavilerden herhangi birini tercih etmiş olmanız yaşamınızın düzenine özen göstermeyeceğiniz anlamına da gelmiyor.

Düzenli ve stressiz bir yaşamı olmazsa olmazınız haline getirmeyi unutmayın. Unutmayın ki migren hastalığını kontrol altında tutmak sizin elinizde!

Kaynakça:

https://www.noroloji.org.tr/TNDData/Uploads/files/%C3%87ED-2015(1).pdf#page=144

http://www.klinikgelisim.org.tr/kg_10_1/15.pdf

http://www.noroloji.org.tr/TNDData/Uploads/files/%C3%87ED-2015(1).pdf#page=158

5 / 5. 1

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir